İcra Dosyaları 25 Milyona Dayandı: Batıyoruz!

27 Ekim 2025 itibarıyla UYAP verileri, mahkemelerdeki icra ve iflas dosyası sayısının 25 milyona dayandığını ortaya koydu. Ekonomik sıkışıklığın etkisiyle vatandaşlar ve şirketler borçlarını ödemekte zorlanırken, icra dairelerinde her gün yaklaşık 30 bin yeni dosya açılıyor. Artan sayı, yargı sisteminin iş yükünü de ciddi oranda yükseltiyor.

Ekonomik Krizin Gölgesinde Artan Borçlar
Uzmanlara göre son yıllarda yaşanan enflasyon, gelir kaybı ve kredi geri ödemelerindeki zorluk, icra-iflas dosyalarının patlamasına neden oldu. Özellikle bireysel krediler, kredi kartı borçları ve kira anlaşmazlıkları öne çıkıyor. Tüketici dernekleri, borçluluk oranının toplumun her kesimine yayıldığını ve bu eğilimin durmadığını belirtiyor.

Yargı Sistemi Üzerinde Yoğun Baskı
Adalet Bakanlığı kaynakları, icra dairelerinde personel yükünün her geçen gün arttığını, mevcut sistemin bu yoğunluğu karşılamakta zorlandığını ifade ediyor. Büyük şehirlerdeki icra dairelerinde dosya raflarının dolduğu, dijital ortamda bile kapasite sınırına gelindiği bildiriliyor. Bu tablo, yargı sisteminde dijital dönüşümün hızlandırılması gerektiğini yeniden gündeme taşıyor.

Vatandaşın Gözünden İcra Gerçeği
Birçok vatandaş, borçlarını ödeyemediği için icra tehdidiyle karşı karşıya. Sosyal medyada paylaşılan yorumlarda “borçlu sayısı alacaklıyı geçti” ifadeleri dikkat çekiyor. Emeklilerden küçük esnafa kadar geniş bir kesim, yüksek faiz oranları ve artan yaşam maliyetleri nedeniyle yasal takibe düşüyor. Vatandaşlar, çözümün borç yapılandırmalarının yaygınlaştırılması ve gelir desteğiyle mümkün olabileceğini savunuyor.

Türkiye’de ekonomik dengesizliklerin etkisiyle artan borç yükü, icra dairelerini rekor seviyelere taşıdı. UYAP verilerine göre 2025 yılı itibarıyla icra-iflas dosyası sayısı 25 milyona yaklaşırken, sadece bir günde ortalama 30 bin yeni dosya işleme alınıyor.
Bu rakam, geçmiş yıllara göre dramatik bir artış anlamına geliyor. 2020’de 18 milyon seviyesinde olan dosya sayısının beş yılda yüzde 35’ten fazla artması, ekonomideki kırılganlığın yargıya nasıl yansıdığını gösteriyor.

Ekonomistlere göre tablo, yalnızca bireysel borçlulukla sınırlı değil. KOBİ’lerin finansmana erişimde yaşadığı sıkıntılar, şirket iflaslarını ve konkordato başvurularını da artırıyor. Özellikle son iki yılda enerji, inşaat ve perakende sektörlerinde çok sayıda iflas dosyası açıldı.
Tüketici hakem heyetlerine yapılan başvurularda da benzer bir artış dikkat çekiyor. Uzmanlar, icra sisteminin sürdürülebilirliği için dijitalleşme ve alternatif çözüm mekanizmalarının devreye alınması gerektiğini belirtiyor.

Yargı kulislerinde konuşulan bir diğer konu ise “borçluluk kültürü”nün değişmesi gerekliliği. Pek çok uzman, vatandaşın borcunu ödememe niyetiyle değil, ekonomik yetersizlik nedeniyle icralık hale geldiğini vurguluyor.
Sosyal medyada yapılan yorumlar da bu tabloyu destekliyor. Bir kullanıcı, “Artık borçlu olmak değil, borcunu ödeyebilmek ayrıcalık haline geldi” diyerek yaşanan duruma dikkat çekti.

Türkiye’de her geçen gün artan icra-iflas dosyaları, ekonomik sıkıntıların en somut göstergesi haline geldi. Borçluluk oranı bu hızla artmaya devam eder mi, yoksa yeni düzenlemelerle tablo değişir mi?